Kadınlar ve erkekler olarak sağlıklı, neşeli, mutlu, enerjik bir hayatı dolu dolu yaşamamızın yolu, kendi dişil ve eril enerjimizi anlamaktan, bu çok güçlü enerji kaynaklarını doğru kullanmaktan ve onları doğru bir şekilde desteklemeyi öğrenmekten geçiyor.
Dişil ve eril enerjinin kökeni Yin ve Yang kavramlarına dayanır.Dişil enerji, Yin’dir Eril enerji, Yang’tır. Yin&Yang kavramı, kadim uygarlıklarda evrenin, doğanın, insanın fiziksel ve ruhsal sisteminin işleyişini anlatabilmek için kullanılmıştır; karşıtlıkların bir araya gelerek uyumlu bütünü oluşturduklarını, zıtlıkların birbirlerini tamamlayarak dengeli bir akışı yarattıklarını ifade eder. Mesela, gece ile gündüz bir “gün”ü oluşturur. Gecesiz gündüz, gündüzsüz gece eksiktir, dengesizdir, yorucudur. Bir “günün” anlamlı, sağlıklı, dengeli olabilmesi için hem geceye hem de gündüze ihtiyacı vardır. Karanlık olmadan ışığı tarif etmek zor olur. Güneş ve ay bir araya geldiklerinde bir anlam kazanırlar. Sadece güneş ya da sadece ay yorucudur. Doğanın, hem güneşin ısısına, enerjisine hem de ayın sakinliğine, serinliğe ihtiyacı vardır.
Karşıtlar, zıtlıklar birbirlerine düşman değildir. Bütünün eşit önemde ve ağırlıkta olan bileşenleridir.
Yin kavramı, sessizliği, derinde olmayı, karanlığı, Ay’ı, merkezinde kalmayı, geceyi, kış mevsimini, kemikleri, toprağın bereketini, teslim olmayı, köklenmeyi ifade ederken, Yang kavramı ise gündüzü, sıcağı, yaz mevsimini, kasları, dışarda olanı, hareketi, çaba harcamayı, aksiyonu, güneşi, gökyüzünü, ateşi ifade eder.
Yin ve Yang iç içe geçmiştir. Yin olan, içinde Yang olanı taşır. Yang olan, içinde Yin olanı barındırır.
İçinde Yin barındırmayan Yang ve Yang barındırmayan Yin; dengesizliği, çökkünlüğü ya da tüketici, yok eden bir kaosu getirir. Dişilin içinde eril, erilin içinde dişil bir dokunuş vardır. Bu ‘dokunuş’ bizi dengeye getirir, çökkünlüğü ya da aşırılığı önler. Dişil Enerji dünyayı birbirine bağlayan ilahi gücün dişil yönüdür. O, hepimizin içinde var olan tanrıça enerjisidir. Pek çok kadim kültürde ilahi dişil kavramı vardır, mesela Mısırlıların İsis’i, Yunanlıların Afrodit’i ve Hinduların Shakti’si. İlahi dişil unsurlar neredeyse tüm eski ve modern inanç sistemlerinde bulunabilir.
“Peki dişil enerjinin gücünü, kendimi gerçekleştirmek için yol haritası olarak nasıl kullanırım?” diyorsanız, okumaya devam edin:
Kendini Olduğun Gibi Kabul Et
Belki bu cümleyi okuduğunda göz devirdin, bir yerde haklısın. Son dönemlerde hemen hemen her yerde bu cümle karşımıza çıkıyor. Söylemesi kolay ama uygulaması oldukça zor bir şey insanın kendini kabul etmesi. Bazen kendimizi o kadar beğenmiyoruz ve değişmek istiyoruz ki bu cümle sanki bizi pasifize etmek istiyor gibi gelebiliyor. Oysa bu cümle içinde, derin bir ebeveyn şefkati barındırıyor. İyi bir anne-baba olmanın yolu çocuğunu olduğu gibi sevmek ve kabul etmek değil midir? Çocuğunuza dünyaları verseniz de sevgisiz ve kabulsüz kalan bir çocuk kendini adeta kuru bir çölde bulur.
Kabul görmek bizim en derin ihtiyaçlarımızdan biridir.
Çocukluk hikayemiz ne olursa olsun, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek, karakterimizin özelliklerini, ihtiyaçlarını görmemiz için çok kıymetlidir. Psikoloji alanında yaptığı çalışmalarla ve kendine özgü yaklaşımıyla son yıllarda tüm dünyada dikkatleri üzerine toplayan Dr. Gabor Maté kişiliği şöyle tanımlıyor: “Bebeklik ve erken çocukluk döneminde içinde bulunduğumuz aile ve sosyal çevrede var olabilmek ve kabul görmek için farkına varmadan geliştirdiğimiz stratejiler”.
Dolayısıyla kendimizi kabul etmek aynı zamanda bu dönemlerdeki halimizi de kabul etmek ve ona çok ihtiyaç duyduğu kabulü sunmaktır. Sadece kendimizi değil, çevremizde olup biteni olduğu gibi kabul etmek, dişil enerjiyi şefkatli kılan şeydir. Olanı olduğu gibi kabul etmek, keskin bir farkındalık ve olayları net olarak görebilmek ile mümkün olabilir. Keskin bir farkındalık ve olayları net olarak görebilmek ise ancak kendi merkezinde kalmakla ilgilidir.
Kendi Merkezinde Kal
Zihnin, derli toplu ve odaklı olması, dış uyarıcılara karşı hemen, aceleyle reaksiyon göstermemek, hayata karıştığımız her an hangi durumda olursak olalım, kendi duygularımızdan ve düşüncelerimizden kopuk olmamak dişil enerjinin ta kendisidir.
Farkındalıklı bir sakinlikle kişinin kendi yörüngesinde kalabilmesi dişil enerjiyi bilge yapan özelliğidir.
Dış uyarıcıların peşinden oradan oraya savrulmak, kendi değerini dışarıdan gelen övgülerde ve onaylarda aramak, kendiyle kalamamak, güç toplamak ve dinlenmek için içine çekilmeyi başaramamak, devamlı görünür olmak zorunda hissetmek dişil enerjiyi sorumsuzca harcamak anlamına gelir.
İçine Çekilmenin Tadını Keşfet
Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle görünür olmak yeni normalimiz haline geldi. Her birimiz artık kendi kanalımızın star oyuncusuyuz. Eğer dişil enerjiye kadim bilgiler eşliğinde bakacak olursak; devamlı görünür olmak, insanlarla bir arada olmasak bile imgemizle dış dünya ile bağlantıda kalmak, patlamış borudan manasızca dışarı taşan su gibi dişil enerjimizin heba olup gitmesine sebep olur.
Dişil enerjiyi güçlendiren şey zaman zaman dış dünyadan tamamen kendi iç dünyamıza çekilmek, kendimize ihtiyaç duyduğumuz özeni, bakımı, ilgiyi göstermektir.
Gizemli ve merak edilen olmak, kendini hemen ortaya koymamak, kendiyle sakin ama zevk alarak kalabilmek dişil enerjiyi besleyen sihirli formüllerdir. Tabii burada işin sırrı, tüm bunları, bir ‘strateji’ olarak değil, kendini içten beslemek için yapmaktır.
Menstrüel Dönemlerini Onurlandır
Kadınlığın kolektif bilinci, çocuk sahibi olmayan kadınların bile bir canlıya yaşam vermenin ilahi gücünü içlerinde barındırmalarını sağlar.
Bir canlıyı hayata getirmek yaratıcılığın adeta arketipsel halidir.
Menstrüel dönemlere bağlı olarak kadınların yaşadığı hormonal değişiklikler onların yaratıcı, sezgisel hallerini, duygusal iniş çıkışlarındaki renkleri besler. En başta dişil enerjinin çatısı kendini kabul etmektir demiştik. Kadın olmanın en ayırt edici özelliği olan bu dönemleri derinden kabul etmek, bu dönemdeki hale saygı ve şefkatle yaklaşmak, günlük akışını menstrüel dönem ihtiyaçlarını gözden geçirerek yeniden organize etmek dişil enerjiyi hak ettiği şekilde şımartacaktır. Son olarak çok önemli bir noktaya değinelim:
İçindeki Eril Dokunuşun Keyfini Çıkar
Yin Yang sembolünü bilirsiniz: Yin olanın içinde Yang olanı sembolize eden bir beyaz nokta, Yang olanın içinde ise Yin olanı sembolize eden bir siyah nokta vardır. Dişil enerjiyi taçlandıracak olan şey işte o küçük noktaya sahip çıkmak, bu güçlü enerjiyi dişil sistemde canlı tutmaktır. Yeni şeyler keşfetmek, hedefe odaklı olmak, kaslara yönelik bedensel çalışmalar yapmak, kendi alanına sahip çıkmak, dış dünyada kendini var etmek dişil enerjiyi güçlendirecek ve dengeleyecektir.
Kadın fizyolojisi için özel olarak üretilmiştir. XX Women ürünümüz özellikle yetişkin kadınların adet görmediği günler göz önüne alınarak tasarlanmıştır. Adet...
Kadın fizyolojisi için özel olarak üretilmiştir. XX Women ürünümüz özellikle yetişkin kadınların adet görmediği günler göz önüne alınarak tasarlanmıştır. Adet...
Kadın fizyolojisi için özel olarak üretilmiştir. XX Corpus Luteum kadınların sadece menstrüasyon dönemlerinde kullanmaları için tasarlanmıştır. Menopoz dönemi başlamış olan...
Kara mürver ekstresinin aromatik mayhoşluğu ve Organik Munzur Dağı Balı’nın binlerce çiçeğin lezzetini barındıran olağanüstü lezzeti sayesinde Mastica’yı formüle ettik....
Organik keçi boynuzu, tahin ve Organik Munzur Dağı Balı, Drive’da baştan çıkarıcı bir hale geliyor… Bağışıklı sistemini güçlendiren, libidinal enerjiyi...
Dişil Enerjinin Yumuşak Gücü
Dişil ve eril enerjinin kökeni Yin ve Yang kavramlarına dayanır.Dişil enerji, Yin’dir Eril enerji, Yang’tır. Yin&Yang kavramı, kadim uygarlıklarda evrenin, doğanın, insanın fiziksel ve ruhsal sisteminin işleyişini anlatabilmek için kullanılmıştır; karşıtlıkların bir araya gelerek uyumlu bütünü oluşturduklarını, zıtlıkların birbirlerini tamamlayarak dengeli bir akışı yarattıklarını ifade eder. Mesela, gece ile gündüz bir “gün”ü oluşturur. Gecesiz gündüz, gündüzsüz gece eksiktir, dengesizdir, yorucudur. Bir “günün” anlamlı, sağlıklı, dengeli olabilmesi için hem geceye hem de gündüze ihtiyacı vardır. Karanlık olmadan ışığı tarif etmek zor olur. Güneş ve ay bir araya geldiklerinde bir anlam kazanırlar. Sadece güneş ya da sadece ay yorucudur. Doğanın, hem güneşin ısısına, enerjisine hem de ayın sakinliğine, serinliğe ihtiyacı vardır.
Yin kavramı, sessizliği, derinde olmayı, karanlığı, Ay’ı, merkezinde kalmayı, geceyi, kış mevsimini, kemikleri, toprağın bereketini, teslim olmayı, köklenmeyi ifade ederken, Yang kavramı ise gündüzü, sıcağı, yaz mevsimini, kasları, dışarda olanı, hareketi, çaba harcamayı, aksiyonu, güneşi, gökyüzünü, ateşi ifade eder.
İçinde Yin barındırmayan Yang ve Yang barındırmayan Yin; dengesizliği, çökkünlüğü ya da tüketici, yok eden bir kaosu getirir. Dişilin içinde eril, erilin içinde dişil bir dokunuş vardır. Bu ‘dokunuş’ bizi dengeye getirir, çökkünlüğü ya da aşırılığı önler. Dişil Enerji dünyayı birbirine bağlayan ilahi gücün dişil yönüdür. O, hepimizin içinde var olan tanrıça enerjisidir. Pek çok kadim kültürde ilahi dişil kavramı vardır, mesela Mısırlıların İsis’i, Yunanlıların Afrodit’i ve Hinduların Shakti’si. İlahi dişil unsurlar neredeyse tüm eski ve modern inanç sistemlerinde bulunabilir.
Kendini Olduğun Gibi Kabul Et
Belki bu cümleyi okuduğunda göz devirdin, bir yerde haklısın. Son dönemlerde hemen hemen her yerde bu cümle karşımıza çıkıyor. Söylemesi kolay ama uygulaması oldukça zor bir şey insanın kendini kabul etmesi. Bazen kendimizi o kadar beğenmiyoruz ve değişmek istiyoruz ki bu cümle sanki bizi pasifize etmek istiyor gibi gelebiliyor. Oysa bu cümle içinde, derin bir ebeveyn şefkati barındırıyor. İyi bir anne-baba olmanın yolu çocuğunu olduğu gibi sevmek ve kabul etmek değil midir? Çocuğunuza dünyaları verseniz de sevgisiz ve kabulsüz kalan bir çocuk kendini adeta kuru bir çölde bulur.
Kabul görmek bizim en derin ihtiyaçlarımızdan biridir.
Çocukluk hikayemiz ne olursa olsun, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek, karakterimizin özelliklerini, ihtiyaçlarını görmemiz için çok kıymetlidir. Psikoloji alanında yaptığı çalışmalarla ve kendine özgü yaklaşımıyla son yıllarda tüm dünyada dikkatleri üzerine toplayan Dr. Gabor Maté kişiliği şöyle tanımlıyor: “Bebeklik ve erken çocukluk döneminde içinde bulunduğumuz aile ve sosyal çevrede var olabilmek ve kabul görmek için farkına varmadan geliştirdiğimiz stratejiler”.
Dolayısıyla kendimizi kabul etmek aynı zamanda bu dönemlerdeki halimizi de kabul etmek ve ona çok ihtiyaç duyduğu kabulü sunmaktır. Sadece kendimizi değil, çevremizde olup biteni olduğu gibi kabul etmek, dişil enerjiyi şefkatli kılan şeydir. Olanı olduğu gibi kabul etmek, keskin bir farkındalık ve olayları net olarak görebilmek ile mümkün olabilir. Keskin bir farkındalık ve olayları net olarak görebilmek ise ancak kendi merkezinde kalmakla ilgilidir.
Kendi Merkezinde Kal
Zihnin, derli toplu ve odaklı olması, dış uyarıcılara karşı hemen, aceleyle reaksiyon göstermemek, hayata karıştığımız her an hangi durumda olursak olalım, kendi duygularımızdan ve düşüncelerimizden kopuk olmamak dişil enerjinin ta kendisidir.
Farkındalıklı bir sakinlikle kişinin kendi yörüngesinde kalabilmesi dişil enerjiyi bilge yapan özelliğidir.
Dış uyarıcıların peşinden oradan oraya savrulmak, kendi değerini dışarıdan gelen övgülerde ve onaylarda aramak, kendiyle kalamamak, güç toplamak ve dinlenmek için içine çekilmeyi başaramamak, devamlı görünür olmak zorunda hissetmek dişil enerjiyi sorumsuzca harcamak anlamına gelir.
İçine Çekilmenin Tadını Keşfet
Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle görünür olmak yeni normalimiz haline geldi. Her birimiz artık kendi kanalımızın star oyuncusuyuz. Eğer dişil enerjiye kadim bilgiler eşliğinde bakacak olursak; devamlı görünür olmak, insanlarla bir arada olmasak bile imgemizle dış dünya ile bağlantıda kalmak, patlamış borudan manasızca dışarı taşan su gibi dişil enerjimizin heba olup gitmesine sebep olur.
Dişil enerjiyi güçlendiren şey zaman zaman dış dünyadan tamamen kendi iç dünyamıza çekilmek, kendimize ihtiyaç duyduğumuz özeni, bakımı, ilgiyi göstermektir.
Gizemli ve merak edilen olmak, kendini hemen ortaya koymamak, kendiyle sakin ama zevk alarak kalabilmek dişil enerjiyi besleyen sihirli formüllerdir. Tabii burada işin sırrı, tüm bunları, bir ‘strateji’ olarak değil, kendini içten beslemek için yapmaktır.
Menstrüel Dönemlerini Onurlandır
Kadınlığın kolektif bilinci, çocuk sahibi olmayan kadınların bile bir canlıya yaşam vermenin ilahi gücünü içlerinde barındırmalarını sağlar.
Menstrüel dönemlere bağlı olarak kadınların yaşadığı hormonal değişiklikler onların yaratıcı, sezgisel hallerini, duygusal iniş çıkışlarındaki renkleri besler. En başta dişil enerjinin çatısı kendini kabul etmektir demiştik. Kadın olmanın en ayırt edici özelliği olan bu dönemleri derinden kabul etmek, bu dönemdeki hale saygı ve şefkatle yaklaşmak, günlük akışını menstrüel dönem ihtiyaçlarını gözden geçirerek yeniden organize etmek dişil enerjiyi hak ettiği şekilde şımartacaktır. Son olarak çok önemli bir noktaya değinelim:
İçindeki Eril Dokunuşun Keyfini Çıkar
Yin Yang sembolünü bilirsiniz: Yin olanın içinde Yang olanı sembolize eden bir beyaz nokta, Yang olanın içinde ise Yin olanı sembolize eden bir siyah nokta vardır. Dişil enerjiyi taçlandıracak olan şey işte o küçük noktaya sahip çıkmak, bu güçlü enerjiyi dişil sistemde canlı tutmaktır. Yeni şeyler keşfetmek, hedefe odaklı olmak, kaslara yönelik bedensel çalışmalar yapmak, kendi alanına sahip çıkmak, dış dünyada kendini var etmek dişil enerjiyi güçlendirecek ve dengeleyecektir.
Ürünlerimiz
Oan Health XX Women & XX Corpus
18,000.00 ₺OAN Health – XY Men
15,000.00 ₺OAN Health – XX Women
12,000.00 ₺OAN Health – XX Corpus Luteum
8,000.00 ₺OAN Health Kids
6,000.00 ₺Yakında… Sahighee
Yakında… Mastica
Yakında… Drive
Yakında… Cacaoxidant
Yakında… Almondish